Gastrofill GastroMekan Sofram Restaurant, 1.750 Özgün Deniz Ürünüyle Türkiye’yi Dünyaya Tanıtıyor

Sofram Restaurant, 1.750 Özgün Deniz Ürünüyle Türkiye’yi Dünyaya Tanıtıyor

50 yıllık geçmişiyle İstanbul Silivri’nin simgelerinden biri olan Sofram Restaurant, deniz ürünlerinde geliştirdiği 1.750 özgün tarifle hem Türkiye’nin hem de dünyanın dikkatini çekiyor. Yüzde 30'u yurtdışından gelen müşterilere hitap eden restoran, Yunanistan ve Bulgaristan başta olmak üzere birçok ülkeden gastronomi tutkunlarını ağırlıyor.

İstanbul Silivri’de yarım asırdır hizmet veren Sofram Restaurant, deniz mahsullerinde sergilediği yaratıcılık ve inovasyonla sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da adından söz ettiriyor. Restoranın ikinci kuşak işletmecileri Hüseyin ve Kaan Kankaya kardeşler, klasik tariflerin ötesine geçerek Türk mutfağını dünya teknikleriyle buluşturdukları 1.750 farklı deniz ürünü yemeğiyle gastronomi turizmine katkı sağlıyor.

“Yunanlar ve Bulgarlar Sırf Bu Lezzetler İçin Silivri’ye Geliyor”

Restoranın müşterilerinin yüzde 30’unun yurtdışından geldiğini belirten Hüseyin Kankaya, özellikle Yunanistan ve Bulgaristan’dan gelenlerin sadece bu özel lezzetleri tatmak için Silivri’ye seyahat ettiklerini ifade etti. Fransa, İngiltere, Katar ve Dubai gibi birçok ülkeden de rezervasyon aldıklarını belirten Kankaya, Türklerin Yunanistan’a yemek için gitmesine karşılık, Yunanların da Türkiye’deki bu özgün lezzetlere büyük ilgi gösterdiğini vurguladı.


 

Gelenekle Geleceği Buluşturuyorlar

Türk mutfağında deniz ürünlerinin yeterince güçlü bir yere sahip olmadığını belirten Kankaya, bu algıyı değiştirmek için yola çıktıklarını söyledi. Kardeşiyle birlikte dünya mutfağındaki kuru olgunlaştırma, tütsüleme, fermentasyon gibi teknikleri Türk deniz ürünlerine uyarladıklarını belirten Kankaya, “Geleneksel lezzet kodlarını bozmadan, bu topraklara ait ürünleri anlamlandırarak yeni bir mutfak dili oluşturduk. Amacımız, hem damakta iz bırakan hem de anlamlı bir deneyim sunmak” dedi.

"Yemeklerimizi Hikâyeleriyle Sunuyoruz"

Sofram Restaurant’ta yemekler yalnızca damak tadına değil, aynı zamanda duygulara da hitap ediyor. Her yemeğin bir hikayesi olduğunu vurgulayan Hüseyin Kankaya, “Misafirlerimize yalnızca yemek sunmuyoruz; o lezzetin hikayesini, geçmişini ve hazırlanış sürecini de anlatıyoruz. Yemek, sadece mideye değil, zihne ve ruha da hitap etmeli” diye konuştu.

“Yemeklerimize Saygı Duruşuyla Başlıyoruz”

Restoranın menüsünde öne çıkan birçok özgün lezzet bulunuyor. Sofram’ın üç balıktan hazırlanan kemik suyu çorbası, kalkan ciğerinden pate, limonda pişen sardalya, üç deniz ürününden oluşan tartar ve Pavuria gibi özgün yemeklerin yanı sıra, Fransız istiridyesi ve sarıkanat lokum da misafirlerin en çok ilgi gösterdiği lezzetler arasında yer alıyor.

Kankaya, “Bazı yemeklerde yemeğin önünüze geldikten sonra bir dakika boyunca yemeğe dokunmamanızı istiyoruz. Bu süre zarfında yemeğin demlenmesini bekliyoruz. Bu bir saygı duruşu gibi, çünkü o lezzet rüyalarda hayal edilerek oluşturulmuş bir deneyim” dedi.

Hedef: 3.500 Özgün Lezzet

Her gün mutfağa yeni hayaller ve yeni tariflerle girdiklerini belirten Kankaya kardeşler, hedeflerinin özgün tarif sayılarını 3.500’e çıkarmak olduğunu ifade ediyor. “Yemek yemek hepimiz için bir ödül olmalı” anlayışıyla yola çıktıklarını söyleyen Hüseyin Kankaya, “50 yıllık serüvenimizi, sonraki kuşaklarla birlikte 100 yıla taşıyarak Türkiye’nin en uzun ömürlü restoranları arasında yer almak istiyoruz” dedi.

​​​​​​​
 


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *