Ben Akasya Asıltürkmen. Oyuncu, yazar ve içerik üreticisiyim. Bu sebeple hem Türkiye’de hem de dünyada birçok mutfağı deneyimleme fırsatım oldu. Bundan böyle içerik üretirken Gastrofill dergisinde de tecrübelerimi paylaşacağım. Bu bazen bir ülkenin mutfağı, bazen bir esnaf lokantası, bazen de bir tanınmış kişiyle damak zevki röportajı olacak. Unutmayın, mide yalan söylemez.
Kazakistan Kültür ve Turizm Bakanlığı bir grup içerik üreticisini Alma-Ata’ya davet etmiş, telefonun ucundaki ses bunlardan birinin de ben olduğumu söylüyor. Biraz kısa bir zaman var seyahate ama şöyle düşünüyorum hemen “Bir daha ne zaman gideceğim ki Kazakistan’a ?” Ertesi gün beş saatlik bir yolculukla Almatı’ya varıyoruz. 2,5 saatlik bir fark var aramızda. Bu çok eski Türk uygarlığı bizi hemen sarıp sarmalıyor. Her şey hem tanıdık, hem de çok değişik. Sayılar, bazı harfler, yemek isimleri ön Türkçe olduğu için çok kolay anlaşılıyor ve Türkiye Türkçesi konuşanların sayısı da bir hayli fazla. Mutfağına gelince; Kazaklar her şeyin doğalını tüketmeyi çok seviyorlar. En değerli yemekleri at etinden yapılan Beşparmak. Yalnız binek atı kesmiyorlar bunun için. Özel üretilmiş atlar var. Daha genç ve daha az kaslı olması etin kalitesi için önemli. Bizim için kabul etmesi biraz güç tabii ama onlar atları hayatlarının merkezine koymuşlar.
En önemli konuklarına ancak Beşparmak ikram ediyorlar. Kendileri de özel günlerde tüketiyor genellikle. Ve tabii yine at sütünden kımız içeceği var ki bu da her damağın kolay kolay kabul edebileceği bir tat değil. Tabii önerdikleri biçimde içildiğinde gayet lezzetli gelmeye başlıyor. Bağışıklık sistemi için de çok faydalı. Bizim pişimiz de buralardan gelmiş dedim baursak yeyince. Her öğünde eşlikçi olarak yiyorlar. İrimşik de çökeleğin top haline getiriliş hali. O da bir peynir tatlısı diyebiliriz. Yine sadece burada yiyebileceğiz Şek Şek tatlısı var. Kazaklar için çay içmek bir ritüel. Siyah çayı hem sade tüketiyorlar, hem de içine süt ve darı katarak. Ben darılı ve sütlü versiyonuna bayıldım diyebilirim.
Çayı doldururken mutlaka azar azar ekliyorlar ki misafire ayıp olmasın. Bunun anlamı “sana çay servis etmekten mutluluk duyuyorum” demek. Mutfakları tabii ki bulundukları bölge dolayısıyla Çin ve Rusya mutfağından da izler taşıyor. Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki Kazakistan’da ağız tadınıza uygun bir lezzet bulmakta hiç zorlanmazsınız.