İstanbul’un bitmek bilmeyen temposu ve gürültüsü içinde, şehirden uzaklaşmadan huzuru bulabileceğiniz nadir mekânlardan biri: Sapa İstanbul. Ataşehir’in merkezinde, kalabalıktan bir adım ötede konumlanan restoran, hem atmosferi hem de lezzetleriyle dikkat çekiyor.
“Sapa” ismi sadece bir yön değil, aynı zamanda bir his. Şehir yaşantısının karmaşasından sıyrılmak isteyenler için adeta bir kaçış noktası. Büyük caddelere yakın ama ruhen onlardan uzak bu mekân, sakinliğiyle misafirlerini karşılıyor.
Mekâna adım atanları zarafetiyle Hupsen Hanım karşılıyor. Konukseverliğiyle dikkat çeken Hupsen Hanım, daha sandalyeye oturmadan önerdiği kokteyllerle gecenin ilk izini bırakıyor. Özellikle "Sarısıcak" isimli kokteyl; Smirnoff vodka, fernet branca, çam fıstığı, kozalak ve portakal bitteriyle hazırlanıyor. Doğayı ve anıları çağrıştıran bu özgün lezzet, Sapa’nın konseptine de ışık tutuyor.
Bar menüsünde yer alan diğer kokteyller ise adeta birer karaktere dönüşmüş:
TANYELİ: Tanqueray gin, archers, misket limonu, salatalık, fesleğen
CAPCACIK: Beefeater gin, prototip rakı, salatalık, dereotu, yoğurt
KIPIRTI: Bombay Sapphire gin, italicus, tarhun, çağla
SIRTIM KUM: Deniz börülcesi, zeytinyağı, adaçayı
HATUN: Ev yapımı kızılcık likörü, damla sakızı ve Ereğli çileği
NADAS: İncirle demlenmiş viski, acıbadem, tarçın ve karanfil
Her içki, sadece bir lezzet değil; bir anlatı, bir anı gibi sunuluyor.
Masaya Özenle Kurulan Lezzetler
Restoranda servis ve mutfak, aynı özenle ele alınıyor. Servis şefi İlhan Bey, zarif sunumuyla misafirlere adeta bir tiyatro sahnesinde gibi hissettiriyor. Şef Ercan ise mutfağın sessiz ama etkileyici sesi. Abartıdan uzak, sadelikle yorumlanmış tabaklarıyla öne çıkıyor.
Menüde öne çıkan bazı lezzetler ise şöyle:
Humus: Kadife dokulu, zeytinyağıyla dengelenmiş
Midyeli İçli Köfte: Dışı çıtır, içi deniz kokulu ve baharatlı
Asma Yaprağında Kokoreç: Merak uyandıran yenilikçi bir yorum
Kaburga Topu: Lokum gibi pişmiş kaburga eti ve çıtır dış katman
Ot Kavurma: Ege'nin doğallığını sofraya taşıyor
Tahinli Patlıcan: Dumanlı aroması ve kremamsı tahinle zenginleşiyor
Vigneli Yaprak Sarma: Dengeli asiditeyle taptaze bir sunum
Modern dokunuşlarla sunulan bazı özel tabaklar:
İstanbul Salata (650₺): Domates, kırmızı soğan, koruk ekşisi ve cevizle hazırlanıyor
Sütte Ciğer (718₺): Paté kıvamında ciğer, ızgara Yedikule marul ve fermente pirinç keki eşliğinde
Yemeklerin ardından gelen minik detaylar da mekânın özenini yansıtıyor:
Haydari Kıtırı: Tanıdık ama fark yaratan bir tat
Peynir, Karpuz, Kavun Üçlüsü: Yaz akşamlarının zamansız uyumu
Kum Leblebi: Misafirleri çocukluğuna götüren nostaljik bir ara lezzet
Sapa İstanbul: Sadece Bir Restoran Değil
Sapa İstanbul, yalnızca bir restoran değil; bir geçiş noktası, bir arınma alanı gibi konumlanıyor. Ataşehir’in hareketli yapısının hemen kıyısında, içsel bir duruş sergileyen bu özel mekânda servis, sunum, ritim ve müzik bir bütünlük içinde sunuluyor.
Her detayın titizlikle düşünüldüğü Sapa İstanbul’da çalışanlar da bu hikâyenin ayrılmaz parçaları. Mekândan ayrılırken sadece doymuş değil, ruhen de dinginleşmiş hissediyorsunuz.
Bu yazı bir öneriden çok bir davet niteliği taşıyor:
Eğer siz de şehir hayatından bir adım uzaklaşmak ama çok uzağa gitmemek istiyorsanız, Sapa İstanbul sizin için doğru adres olabilir. Belki sizin için de çoktan bir masa hazırlanmıştır.