Afyonkarahisar Gastronomi Festivali: Tarihle Mayalanan Şehir

Afyonkarahisar bu yıl bir kez daha lezzetle tarihi aynı sofraya oturttu. 7’ncisi düzenlenen Gastronomi Festivali’nde gördüklerim, şehrin iddiasını daha net ortaya koyuyor.

50’den fazla şef, Michelin yıldızlı restoranlardan gelen isimler, MasterChef yarışmacıları… Bu tabloyu görünce ister istemez “Artık Afyonkarahisar, gastronomi festivalleri arasında ayrı bir yere mi oturuyor?” diye soruyorum kendime. Hele ki yurt dışından gelen şef sayısı, diğer illerdeki festivallerle kıyaslanınca dikkat çekici.

Peki ya mekân? Festival bu yıl motor sporları stadyumunun otoparkında yapıldı. Asfalt, rüzgâr, açık alan… Zaman zaman zorlasa da kalabalığı engelleyemedi. Yine de, şu şehre yakışacak daha yeşil bir alan bulunamaz mı?

Program açısından ise dolu dolu bir içerik vardı. Workshoplar, paneller, gastronomi sohbetleri, çocuk etkinlikleri… Hele ki Şuhut’ta fenomenlere tattırılan keşkek ve Frig Vadisi gezisi… İşte tam da bu noktada “Gastronomi yalnızca damakta değil, tarihin ve kültürün içinde anlam kazanıyor” diyorsunuz.

Müze ziyareti de unutulmazdı. Dışarıdan tennureyi andıran yapısıyla, 16 Türk devletini simgeleyen sütunlarıyla sizi karşılayan bir yapı düşünün. İçeride ise MÖ 7000’lere uzanan eserlerle adeta zaman yolculuğu.

Gelelim lezzetlere… Kaymak, lokum, haşhaş, vişneli ekmek kadayıfı… Standların önündeki kalabalık, şehrin mutfak zenginliğinin en güzel göstergesiydi. Ama festivalin yıldızı tartışmasız dev tavada pişirilen 1 ton sucuk ve 15 bin yumurtaydı. Dünya rekoru kırıldı ama asıl rekor, o coşkuya ortak olan kalabalığın enerjisindeydi.

Akşamları ise sahnede sevilen sanatçılar… Böylece festival sadece bir lezzet şöleni değil, aynı zamanda eğlenceli bir buluşma noktası haline geldi.

Panellerde özellikle kadın kooperatiflerinin artan katılımı dikkat çekiciydi. Anadolu kadını, hem artizanal gıdanın hem de slow food hareketinin en önemli temsilcisi. Ama şunu da not düşmeliyim: Afyonkarahisar’ın kendi kooperatiflerini daha güçlü görmek isterdim.

Elbette eksikler var. Hijyen, sunum, lojistik… Ziyaretçi sayısı arttıkça beklentiler de büyüyor. Bu yüzden ayrıntılara daha fazla özen şart.

Unutmayalım ki Afyonkarahisar, UNESCO Gastronomi Şehirleri listesinde ülkemizi temsil eden üç ilden biri. Bu yalnızca bir unvan değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluk. Eğer kalite yükselir, yerel üretici daha çok desteklenirse, Afyonkarahisar Gastronomi Festivali çok kısa sürede Türkiye’nin en prestijli festivalleri arasına girebilir.