Yutma zorluğu, göğüs bölgesinde ağrı hissi ve ani kilo kaybı, özofagus kanserinin gizli bir başlangıç göstergeleri olarak karşımıza çıkıyor. Risk altında olan bireylerde hızlı bir değerlendirme ve endoskopik tarama, hastalığın gelişimini belirlemede en kritik adım olarak öne çıkıyor. Günümüzdeki tedavi yöntemleri, cerrahinin neoadjuvan tedaviyle birlikte uygulanmasıyla sağkalım oranlarını önemli ölçüde artırdığını ortaya koymakta. Bu bağlamda, hastaların belirtilerini hemen dikkate alması ve tanı ile tedavi süreçlerinin doğru bir şekilde planlanması hayati bir öneme sahip. Memorial Göztepe Hastanesi'nin Göğüs Cerrahisi Bölümü'nden Doç. Dr. Nezih Onur Ermerak, özofagus kanserinin belirtileri ve modern tedavi yöntemleri üzerine bilgi veriyor.
Özofagus Kanserinin Sıklığı Artıyor
Özofagus kanseri, dünya genelinde kanserle ilişkili ölüm nedenleri arasında üst sıralarda yer almakta. Bu hastalığın iki ana tipi bulunmaktadır: Skuamöz hücreli karsinom (SCC) ve Adenokarsinom (AC). SCC, çoğunlukla tütün, alkol tüketimi ve aşırı sıcak içeceklerle bağlantılıyken, AC ise reflü hastalığı ve Barrett özofagusun zemininde gelişmektedir. Son yıllarda elde edilen veriler, özellikle Batı ülkelerinde obezite oranlarının artışı ile birlikte adenokarsinom sıklığının son 20 yıl içinde belirgin şekilde yükseldiğini göstermektedir.
Kontrollerinizi Ertelemeyin
Özofagusun genişleme kapasitesi geniş olduğundan, tümörler başlangıçta fark edilmeden büyüyebilir. Hastalığın genellikle geç dönemlerde belirginleşen belirtileri arasında yutma güçlüğü, göğüs veya sırt ağrısı, kilo kaybı, yutulan gıdaların geri gelmesi, ileri evrede ses kısıklığı ve yemek ya da sıvıların solunum yoluna kaçması yer almaktadır. Yutma güçlüğü, özofagus kanserinin en yaygın belirtisi olarak öne çıkarken, katı gıdalarla başlayan zorluk zamanla sıvılarda da hissedilmeye başlar. Bu tür belirtilerin “kendiliğinden geçer” anlayışıyla göz ardı edilmesi, hastalığın tanısının gecikmesine yol açabilir. Risk grubundaki bireyler için erken tanı adına endoskopik inceleme son derece önemlidir.

Doğru Evreleme Tedavi Başarısını Artırıyor
Belirtilerin zamanında değerlendirilmesi ve risk altındaki bireylerin düzenli şekilde endoskopik takiplere tabi tutulması, hastalığın seyrini değiştirme potansiyeline sahiptir. Özofagus kanseri tanısında temel yöntemler arasında endoskopi ve biyopsi yer alırken, ek olarak EUS (endoskopik ultrasonografi) yöntemi de kullanılmaktadır. Tümörün derinlik ve lenf nodu tutulumunu belirlemede en hassas yöntem olarak bilinen endoskopik ultrasonografi, tanı sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Kesin evreleme sağlamak amacıyla BT, PET-CT ve bazı hastalarda laparoskopi de planlama aşamasında dikkate alınabilmektedir. Doğru evreleme, tedavi başarısını etkileyen en önemli faktördür.
Cerrahi Tedavi Seçenekleri Gelişiyor
İleri evre özofagus kanserinde cerrahi müdahale, hastalığın kontrol altına alınmasında kritik bir rol oynamaktadır. Modern cerrahi teknikler, sıklıkla kemoterapi ve/veya radyoterapi içeren çoklu tedavi yöntemleri olarak planlanmaktadır. Tümörün yerleşim yeri ve hastanın genel durumu, uygulanacak cerrahi tekniğin belirlenmesinde etkili olmaktadır. Uygulanan bazı cerrahi yöntemler arasında İvor Lewis özofajektomi, McKeown tarzı özofajektomi, Transhiatal özofajektomi ve Minimal invaziv özofajektomi (MIE) bulunmaktadır. Bu teknikler, hasta durumuna göre farklılık göstermekte ve hastaların bakım sürecinde önemli avantajlar sunmaktadır.
Neoadjuvan Tedavi Yaşam Kalitesini Arttırıyor
Son yıllarda özofagus kanseri tedavisinde en önemli gelişmelerden biri, cerrahiden önce uygulanan neoadjuvan kemoradyoterapidir. T2-T3 evre hastalarda kullanılan CROSS protokolü, günümüz standart tedavi yaklaşımlarından biri olmuştur. Bu yöntem, cerrahiden sonra tümörün tamamen çıkarılma oranlarını artırmanın yanı sıra, hastaların uzun vadeli sağkalım oranlarını da önemli ölçüde iyileştirmektedir.
İmmünoterapinin Önemi
Ameliyat ve neoadjuvan tedaviye rağmen yeterli yanıt elde edilemeyen hastalarda adjuvan immünoterapi önemli bir tedavi alternatifi olarak öne çıkmaktadır. CheckMate-577 çalışması, nivolumab tedavisinin nüks oranlarını belirgin ölçüde azalttığını ortaya koymuş, bu uygulama pek çok ülkede standart tedavi protokolü haline gelmiştir.
Erken Evre Hastalarda Endoskopik Çözümler
T1a evresindeki sınırlı tümörler için cerrahisiz tedavi seçenekleri mevcuttur. Endoskopik Mukozal Rezeksiyon (EMR) ve Endoskopik Submukozal Diseksiyon (ESD) gibi yöntemler, özellikle Barrett zeminindeki erken evre adenokarsinomlarda yüksek başarı oranları sunmaktadır. EMR, endoskopi sırasında lezyonu sıvı ile kabartarak tel bir halka yardımıyla çıkarmayı içerirken, ESD ise daha büyük ve derin lezyonlar için tercih edilmektedir. Bu endoskopik teknikler, erken evre özofagus kanseri tedavisinde etkin sonuçlar elde edilmektedir.