Gastrofill GastroHaber Türkiye, 2025'in ilk altı ayında 25 milyonun üzerinde turist kabul etti!

Türkiye, 2025'in ilk altı ayında 25 milyonun üzerinde turist kabul etti!

Okunma Süresi: 4 dk

EY-Parthenon’un düzenlediği Türkiye Turizm ve Konaklama Sektörü Görünümü raporuna göre, Türkiye, 2025 yılının ilk altı ayında 25 milyondan fazla uluslararası ziyaretçiyi ağırladı ve bu dönemdeki turizm gelirleri 25,4 milyar dolara ulaştı. Yılın tamamında ise uluslararası ziyaretçi sayısının 65 milyona ulaşması ve sektör gelirinin bir önceki yıla göre %4,7 artış ile 64 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

Geçtiğimiz Dönemin Değerlendirilmesi

Uluslararası danışmanlık ve denetim alanında hizmet veren EY-Parthenon, Türkiye’nin turizm ve konaklama sektöründeki gelişmeleri analiz eden bir rapor hazırladı. Bu çalışma, 2024 ve 2025 yıllarını kapsayan büyüme beklentilerini değerlendirerek ülke genelindeki turizm dinamiklerini ortaya koyuyor. Rapordaki verilere göre, 2025’in ilk yarısında uluslararası ziyaretçi sayısı %1,7 oranında bir artışla 25 milyona ulaşırken, ziyaretçilerin çoğunluğunun Antalya (%57), İstanbul (%17) ve Muğla (%11) gibi popüler yerlere yöneldiği dikkat çekiyor. Ayrıca, yöresel turizm hareketliliğinin yükselmesi, Nevşehir, Mardin, Çanakkale ve Trabzon gibi şehirlerde de belirgin artışlar gösterdi. Genel eğilim, tatilcilerin sadece deniz-kum-güneş yerine, aynı zamanda kültürel ve tarihi deneyimlere odaklandığını gösteriyor.

Turizm Gelirlerinde Önemli Artışlar

Türkiye'nin turizm gelirlerinde de kayda değer bir artış gerçekleşti. 2025 yılının ilk yarısında turizm gelirleri, 2024 yılıyla kıyaslandığında %7,4 oranında artarak 25,4 milyar dolara yükseldi. Toplam turizm gelirinin ise 2025 yılı içerisinde 64 milyar dolara çıkması bekleniyor; bu da bir önceki yılın rakamlarından %4,7 daha yüksek. Bu artış, bireylerin seyahat sırasında daha fazla harcama yapmasından kaynaklanıyor. 2025’in ilk yarısında kişi başına düşen ortalama harcamanın günlük 996 dolara erişmesi, %5,6’lık bir artış olarak kaydedildi. Böylelikle, turizm sektörünün daha harcamaya yatkın müşteri profilleriyle şekillendiği ortaya konuluyor.

Fiyat Seviyeleri ve Rekabetçilik

EY-Parthenon’un raporundaki TÜİK verilerine göre, 2025 yılı Haziranı itibarıyla "Lokanta ve Oteller" grubundaki yıllık fiyat artışı TL bazında %35,59’a ulaştı ve toplam hizmetler için genel artış %50,34 olarak belirlendi. Bu durum, Türkiye’nin fiyat seviyelerinin uluslararası standartlara yaklaştığını ve competitive (rekabetçi) bir pozisyona sahip olma yolunda ilerlediğini ortaya koyuyor. Özellikle Akdeniz bölgesi, lüks otel ve konaklama markalarının artışıyla dikkat çekiyor ve Almanya, Rusya ve diğer Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ülkeleri arasında yer alıyor.

Uluslararası Talep ve Ekonomik Gelişmeler

Çalışmanın sonuçlarına göre, 2024 yılı ilk yarısında %2,3 oranında büyüyen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH), 2025’te %4,8 oranında bir artış öngörmekte. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığını güçlendirirken, aynı zamanda makroekonomik ve siyasi gelişmelerin turizm sektörü üzerinde etkisi olduğu gözlemleniyor. Türkiye’nin uluslararası turistler için cazibesinin devam etmesi ve sektördeki büyüme beklentileri, yatırımları artıracak unsurlar arasında yer alıyor.

Yeni Yatırımlar ve Kıyı Destinasyonları

Yatırımcıların dikkatinin yoğunlaşmasına neden olan noktalar arasında, İstanbul ve Antalya gibi büyük şehirlerin yanı sıra kıyı bölgeleri de geride kalmıyor. Hem sürdürülebilir turizm hem de kongre turizmi gibi alanlarda büyüme devam ediyor. Türkiye genelinde planlanan 130 otel projesinin 19.038 odası bulunmakta ve bunun %40'ı İstanbul'da yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın raporlarına göre, 2025 yılının Haziranında Antalya'daki doluluk oranı %84,35 iken, İstanbul’da %49,54 ve Muğla'da %65,61 olarak saptanmıştır. Bu veriler, yüksek bölgesel talebin yanısıra otel yatırımlarındaki yeniden yapılanma ihtiyacını da açıkça gösteriyor.

İnşaat Maliyetleri ve Yenileme Projeleri

Büyüyen inşaat maliyetleri, otel yenileme projelerini temel yatırım stratejisi haline getirirken, sürdürülebilirlik ve çevresel, sosyal ve yönetsel (ESG) standartların önemi de artıyor. Yatırımcılar enerji verimliliği, yeşil sertifikasyonlar gibi kriterlere daha fazla önem vermekte. Bu durum, otel sektöründe rekabetçi konumlarını destekleyecek unsurlar arasında yer alıyor. Yüksek maliyetler, yatırımcıları alternatif finansman modeline yönlendirirken, ortak girişimler ve gelir paylaşımı gibi yeni yöntemler de göz önüne alınıyor. Bu durum, birçok işletmenin döviz üzerinden fiyatlandırmaya yönelmesine neden olurken, döviz kuru riskini minimize etmek için önlem almaya çalışıyor.

EYP Uzmanı Görüşleri

EY-Parthenon Türkiye Ticari Gayrimenkul İşlemleri Kıdemli Direktörü Gün Gökkaya, Türkiye’nin lüks segment otel grupları için hala cazip bir yatırım yeri olduğunun altını çizdi. Gökkaya’ya göre, lüks tesislere olan talebin artması, güçlü turizm gelirleri ve genişleyen destinasyon yelpazesi, sektörün uzun vadeli rekabet gücünü desteklemekte. Bununla birlikte, artan maliyetler, Türkiye’nin fiyat avantajını bir miktar zayıflatırken, yine de lüks otel segmentindeki büyüme beklentisi yüksek. Bu durum, yerel bankaların renovasyon projelerine finansman sağlama istekliliğini artırırken, sektörde alternatif finansman modellerine olan ilgi de artıyor. Yurt dışından gelen turistler, döviz kurundaki dalgalanmaları yönetmek amacıyla döviz üzerinden fiyatlandırma gibi stratejiler uygulamakta.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *