5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü vesilesiyle Kahve Dünyası tarafından düzenlenen anket, Türk kahvesinin her yaştan birey için "huzur, keyif ve evin sıcaklığının değişmez simgesi" olduğunu ortaya koydu. Katılımcıların büyük bir kısmı, "Türk kahvesi olmadan eksiklik hissederim" yanıtını vererek, bu içeceğin kuşaklar arasında ortak bir kültürel bağ oluşturduğunu vurguladı. Z Kuşağı'nın Türk kahvesine yaklaşımı ise hem geleneksel unsurları hem de modern unsurları barındırıyor. Y Kuşağı'nın alışkanlıkları düzenli ve istikrarlı görünürken, X Kuşağı için Türk kahvesi "gelenek" ve "keyifli anların klasiği" olarak tanımlanıyor. Özellikle orta yaş grubunda, Türk kahvesi günlük tüketiminde önemli bir yere sahip bulunuyor.
Türk Kahvesi Tüketim Alışkanlıkları
Kahve Dünyası'nın yaptığı kapsamlı araştırma, 5 Aralık Türk Kahvesi Günü'nde yaş gruplarına göre Türk kahvesi tüketim alışkanlıklarını ele aldı. X, Y ve Z kuşaklarının katıldığı bu anket, her kuşağın Türk kahvesini sahipleniyor olmasının yanı sıra bu geleneğin tüm bireyler için toplumsal bir bağ oluşturduğunu gösteriyor. Anket sonuçları, Türk kahvesinin gençlerden yetişkinlere kadar olan tüm kuşaklarda farklı motivasyonlarla içildiğini, ancak hepsinin temelinde yer alan ortak duyguların "huzur", "keyif" ve "gelenek" olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç, Türk kahvesinin yalnızca bir içecek olmadığını, aynı zamanda sosyal bir ritüeli ve aile hayatının önemli bir parçası olduğunu gözler önüne seriyor.
Kahve İçin Harcanan Zaman
1100 kişinin katıldığı araştırmada, 1004 kişi Türk kahvesi müdavimi olduğunu belirtmiştir. Araştırma, Türk kahvesinin ortalama 6 dakikada içildiğini, haftada ise 8 fincanın altında bir tüketimlerin yetersiz olduğunu gösterdi. Bu da hayatımızın yaklaşık 3000 saatini Türk kahvesi içmeye ayırdığımız anlamına geliyor. Çalışmanın diğer dikkat çeken bir noktası ise, Türk kahvesi olmayan bir günlük rutin düşünülmesinin zorluklarıdır. Her üç kuşak da kahve olmadığında "rutinin bozulduğunu" belirtiyor. Sosyal medya etkisine rağmen, Türk kahvesinin hala güçlü bir ev ritüeli olmaya devam ettiği anlaşılıyor.
Sohbet Konuları ve Tercihler
Türk kahvesi içilirken konuşulan başlıca konular arasında ev yaşamı, eğitim, iş hayatı, spor gibi çeşitli temalar yer alırken, sağlığın ise en çok konuşulan ortak konu olması dikkat çekiyor. Katılımcıların, kahve eşliğinde yaptıkları sohbetler, Türk kahvesinin sosyal bir etkileşim aracı olarak önemini bir kez daha vurguluyor. Kahvenin en çok tercih edilen türleri sade ve orta kavrulmuş olanlardır. Ayrıca, kahve tüketiminin en yoğun olduğu zaman dilimi genellikle öğle saatleridir. Bu durum, insanların Türk kahvesini sosyal ortamlarda bir araya gelmek için tercih ettiklerini gösteriyor.
Kuşaklar Arası Farklılıklar
Y Kuşağı, Türk kahvesinin en büyük destekçisi konumundadır. Bu kuşak, Türk kahvesini düz bir alışkanlık olarak değil, huzur ve keyif anlarıyla ilişkilendiriyor. %94'ü Türk kahvesini evde, çoğunlukla eşiyle birlikte, günde ortalama 2 fincan içiyor. Tercihleri genellikle sade ve orta kavrulmuş kahveden yana olurken, eşlikçileri genellikle sütlü çikolata ve sudur. Z Kuşağı ise Türk kahvesine hem geleneksel hem modern bir yaklaşım gösteriyor. Gençlerin %58'i, Türk kahvesi olmadığında eksikliğini hissedeceklerini ifade ediyor. Anket, Türk kahvesinin sosyal medya etkisinden bağımsız olarak kültürel bir bağ olarak varlığını sürdürdüğünü gösteriyor.
X Kuşağı ve Tradisyonel Tercihler
X Kuşağı, Türk kahvesini bir kültürel miras ve geleneksel bir alışkanlık olarak değerlendiriyor. Bu grup, kahveyi evde tüketmeyi tercih ediyor ve tüketim alışkanlıkları büyük oranda sade ve orta kavrulmuş kahve etrafında şekilleniyor. Günde ortalama 2 fincan Türk kahvesi içiliyor ve en çok eşiyle birlikte tüketiliyor. Lokum, bu yaş grubunda sıklıkla tercih edilen eşlikçi iken, "eksikliğini hissederim" diyenlerin oranı oldukça yüksek. Sosyal medya ve influencer etkisi ise bu kuşak için minimum seviyede kalıyor, bu da Türk kahvesinin onların hayatındaki yerinin ne denli güçlü olduğunu gösteriyor.
