İstanbul’un denize nazır zarif otellerinden JW Marriott Hotel Istanbul Marmara Sea, gastronomi meraklılarını büyüleyen özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Otelin sofistike restoranı Ceres, 18 Temmuz akşamı, Akdeniz ile Anadolu mutfağının çağdaş yorumlarını bir araya getiren lavanta temalı bir yaz davetiyle konuklarını ağırladı. Şehirde yazın kokusu artık lavanta…
Ceres’in bu gecesi, sadece bir yeme içme etkinliği değil; doğanın, yaratıcılığın ve mutfak sanatının iç içe geçtiği, duyulara hitap eden çok katmanlı bir deneyimdi. Gecenin ev sahibi olan Executive Şef Mehmet Faruk Yardımcı ve ekibi, otelin kendi üretim bahçesi JW Garden’dan ilham alarak hazırladıkları seçkin lezzetleri açık büfede sundular. Her tabakta doğallık, yerellik ve sezonsallık ön plandaydı; her detayda sürdürülebilirliğe dokunan incelikli bir anlatı gizliydi.
Gecenin en ferahlatıcı sürprizi ise lavanta aromalı imza kokteyllerdi. Renkli interaktif istasyonlarda konuklar, kendi zevklerine göre içkilerini kişiselleştirirken, lavantanın o büyüleyici kokusu geceye damgasını vurdu. Ceres’in şık terasında, Marmara’nın tuzlu esintisine lavantanın aroması karıştı; İstanbul bir anlığına Ege’ye dönüştü.
Müzikse gecenin ruhunu şekillendiren en önemli unsurlardan biriydi. DJ performansı ve canlı perküsyonlar, atmosferi sadece canlandırmakla kalmadı; adeta gecenin ritmini belirledi. Her bir nota, lavanta tarlasından geçip gelen bir melodi gibi kulaklarda yankılandı.
Ve gecenin finali… Şef Yardımcı’nın ekibiyle birlikte gerçekleştirdiği Molecular Pastry Show, görsel ve lezzetsel anlamda adeta bir şölene dönüştü. Anında hazırlanan moleküler çikolatalar, sadece damağa değil, göze ve kalbe de hitap etti. Tatlılar, sanatla tat arasında kurulan köprünün birer temsilcisi gibiydi.
Ceres’in bu unutulmaz gecesi, İstanbul’un yaz takvimine lavanta notalarıyla yazılmış rafine bir dokunuş oldu. Gastronominin doğayla buluştuğu, mutfak sanatının deneyimle harmanlandığı bu tür etkinlikler, şehrin lezzet kültürünü ileriye taşırken; bizlere de sofrada geçen zamanın bir yaşam sanatı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.