Üç Neslin Bir Araya Geldiği: "İki Yaka / 50 Farklı Tat" Sofrada Buluşuyor!

Ege mutfağı, yemeğin ötesinde dostluk, anılar ve kültürel mirası simgelemektedir. Mübadil bir aileye mensup olan Aynur Sucu, bu zengin kültürü yazılı hale getirerek gelecek nesillere aktarmak amacıyla önemli bir projeye imza attı. Bu çabası sonucu ortaya çıkan eser "İki Yaka / 50 Lezzet" adını taşıyor ve Ege'nin farklı yakalarındaki gelenekleri ve tarifleri bir araya getiriyor.

Bir Mübadil Evladının Dileği

Aynur Sucu, kitabının temel motivasyonunu, kendi hayatındaki üç neslin zenginliğine atıfta bulunarak açıklıyor. Kitabındaki tariflerin, sadece birer yemek tarifi değil; aynı zamanda kültürel bir bağ oluşturma arzusunun bir yansıması olduğunu vurguluyor. “Üç kuşağın birikiminden ‘İki Yaka / 50 Lezzet’ adını verdiğim tariflerle ağzımız tadlansın, karnımız doysun… İsterim ki, Ege’nin iki yakasının insanları da bir araya gelsin, dostluk da olsun. Bir mübadil evladı olarak, aklımdan geçen, gönlümün en büyük dileği budur…” sözleriyle desteklediği bu görüş, kitabın yalnızca bir yemek kitabı olmadığını, aynı zamanda bir barış ve dostluk çağrısı taşıdığını açıkça göstermektedir.

Sözlü Kültürden Yazılı Hafızaya

Girit'ten Ayvalık'a ve Rumeli'den Ege sahillerine kadar uzanan yemek tarifleri, uzun yıllar boyunca ağızdan ağıza aktarılmıştır. Ancak, sözlü kültürdeki en büyük risk, zamanla bu tariflerin unutulmasıdır. Aynur Sucu, bu eski tarifleri yazılı hale getirerek, gelecek kuşakların bu değerli mutfak mirasını korumasına katkı sağlamak amacıyla kitabını hazırladı. Bu bağlamda "İki Yaka / 50 Lezzet" eseri, geçmişin kültürel mirasını geleceğe taşıyan önemli bir adım olma özelliğini taşıyor. Kitap, sadece tarifleri değil, aynı zamanda bu tariflerin arkasındaki hikayeleri ve kültürel bağları da sunarak okuyuculara zengin bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Sofranın Vazgeçilmez Tarifleri

"İki Yaka / 50 Lezzet" kitabında yer alan tarifler, sadece damak zevkini değil, aynı zamanda kuşaklar arası hikayeleri de yansıtmaktadır. Kitapta öne çıkan bazı lezzetler şunlardır: yaprak sarması, arapsaçı ile pişen kuru fasulye, yumurtalı izvinya kuşkonmaz, enginar dolması, gömlek sarması ve ada köftesi gibi tarifler, Ege mutfağının çeşitliliğini gözler önüne sermektedir. Bu tarifler, yemek pişirmenin ötesinde, geçmişle duygusal bir bağ kurmanın ve kültürel mirası sürdürmenin de bir yolu olarak görülmektedir. Aynur Sucu, bu kitapla birlikte sadece yemek yapmayı değil, aynı zamanda geçmişin tadını da sunuyor.

Ayvalık mutfağı, genelde yerel lezzetler olarak düşünülsede, aslında çok daha geniş bir coğrafi alanı kapsıyor. Girit Adası'nın etkisiyle başlayarak, Güney Ege ve hatta kuzey bölgelerini de içine alan bir sentez mutfağı olarak karşımızda. Bu zengin mutfak, yalnızca yerel halkın damak tadı ile sınırlı kalmayıp, tarih boyunca pek çok kültürel etkileşimin sonucunda şekillenmiştir. Ayvalık mutfağındaki yemekler, sunduğu çeşitli malzemeler sayesinde damaklarda unutulmaz tatlar bırakıyor.

Çeşitliliğin Kaynağı

Bu mutfakta, bölgenin özgün bitkileri, deniz ürünleri ve hayvansal gıdalar, uzun yıllar süren göçlerin ve kültürel etkileşimlerin katkılarıyla eşsiz bir harman oluşturuyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan göç hareketleri ve zorunlu iskân politikaları, Ayvalık mutfağının çeşitliliğini artırarak benzersiz bir yapı haline gelmesini sağladı. Her kültür, mutfağa farklı malzemeler ve pişirme teknikleri sunarak, bu zengin ve çeşitli yemek kültürünü doğurdu. Bu anlamda, Ayvalık mutfağı sadece yemeklerin değil, aynı zamanda tarihsel değişimlerin de bir yansıması olarak öne çıkıyor.

İlber Ortaylı’nın Değerli Yorumları

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ayvalık mutfağı hakkında oldukça değerli yorumlarda bulunmuştur. Ortaylı, bu bölgeye ait olan bir eseri “şahane” olarak tanımlamış ve bu eserin sadece yemek tarifleri ile sınırlı kalmadığını, aynı zamanda kültürel mirası geleceğe taşıma noktasında da büyük bir önem taşıdığını belirtmiştir. Bu durum, eserin yalnızca gastronomik bir kaynak olmasının ötesine geçtiğini, tarihsel ve kültürel değerler açısından da önemli bir belge olduğunu gösteriyor. Ortaylı’nın bu yorumları, yemek tariflerinin ötesinde, kültürel bellek adına kayda değer bir anlam taşıdığını vurguluyor.

Kültürel Bir Köprü: "İki Yaka / 50 Lezzet"

“İki Yaka / 50 Lezzet” adlı eser, yalnızca tariflerden oluşan bir kitap olmanın ötesinde anlamlar taşımaktadır. Bu çalışma, Ege’nin iki yakası arasında geçmişin anılarını, göçlerin izlerini ve dostluğu buluşturan bir kültürel köprü işlevi görmektedir. Aynur Sucu’nun, üç neslin birikimlerini harmanlayarak oluşturduğu bu eser, hem lezzet hem de anlam derinliği açısından okuyuculara hitap ediyor. Bunun yanı sıra, kitabın sunmuş olduğu tarifler, sadece damak tatlarımıza değil; aynı zamanda dostluk, barış ve kültürel miras konularında da birer mesaj taşımaktadır. Bu özelliği ile kitap, okumakla kalmayıp, aynı zamanda anıları tazeleme ve kültürel bağları güçlendirme fırsatı sunuyor.

İLGİLİ HABERLER